NECİP FAZIL'IN ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER
Ben bu gurbete ile dü$tüm dü$eli, Her gün biraz daha süzülmekteyim. Her gece, içinde mermer dö$eli, Bir soguk yatakta büzülmekteyim. Böylece bir lâhza kaldIgIm zaman, Geceyi koynuma aldIgIm zaman, Gözlerim kapanIp daldIgIm zaman, Yeniden yollara düzülmekteyim. Son günüm yakla$ti görünesiye, KalmadI bir adIm yol ileriye; Yüzünü görmeden ölürsem diye, Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim. NECIP FAZIL KISAKÜREK
Akmayan ya$larla sicacik yüzün; Yavrum, bugün seni pek ölgün gördüm. Gözünde bir küçük noktadir hüzün, Ne$eni ne bugün, ne de dün gördüm. Egri dallar gibi halsiz, yorgunsun, Birikmi$ sulardan daha durgunsun, Görünmez biçakla içten vurgunsun, Seni öz yurdunda bir sürgün gördüm. Geçti bir cenaze pe$inde ömrüm; Bilemem, vardigin neresi, bugün? Hergün yürüdügün kadar yürüdün, Arkasindan kendi ölünü; gördüm.. NECIP FAZIL KISAKÜREK
Bir gündü, hava IlIk Ve cadde kalabalIk... Bir kadIn sapIverdi önümden dönemece; YalnIz bir endam gördüm, arkasIndan, ipince. Ve görmeden sevdigim, iste bu kadIn dedim, ÇarpIldIm sendeledim. Bir gündü mevsim bayat Ve esnemekte hayat.... Dönemeçten bir tabut çIktI ve üç bes adam; YalnIz bir âhenk sezdim, çerçevede bir endam. Ve tabutta, incecik, o kadIn var, anladIm; Bir kösede agladim... NECIP FAZIL KISAKUREK
Eve dönmez bir aksam; Ve gün yüzlü çocugu, Sorar: Nerede babam? Bakarlar, oldu, bitti; Gelir, derler çocuga, Baban attaya gitti. Uzar gider bu atta; Ve neler neler olmaz Ve kimbilir ve hatta; Bir mahser gerisinde; Babasi döner bir gün, Oglunun derisinde... NECIP FAZIL KISAKÜREK
Tahtadan yapilmis bir uzun kutu; Bas tarafi genis, ayak ucu dar. Çakanlar bilir ki, bu bos tabutu, Yarin kendileri dolduracaklar. Her yandan küçülen bir oda gibi, Duvarlar yanasmis, tavan alçalmis. Sanki bir tas bebek kutuda gibi, Hayalim, içinde uzanmis kalmis. Ciliz vücuduma tam görünse de, Içim, bu dar yere sigilmaz diyor. Geride kalanlar hep dövünse de, Insan birer birer yine giriyor. Ölenler yeniden dogarmis; gerçek! Tabut degildir bu, bir tahta kundak. Bu agir hediye kime gidecek, Çakilir çakilmaz üstüne kapak? NECIP FAZIL KISAKÜREK
Her gün elim tokmakta, Bir an irkiliyorum: Annem belki yatakta, Annem belki toprakta. Gün batiyor $afakta; Biliyorum, biliyorum: Tabut gIcIrdamakta Ve hevesler damakta.. NECIP FAZIL KISAKÜREK
Falan, dagIn ardInda; Seslen, seslen, i$itmez. Filan toprak altInda; Göz ya$larI diriltmez Neye vardIn, vardIn da? Ufuk varmakla bitmez. Bir $ey göster kadInda, TIlsImInI eskitmez. Yar o ki, hep yadInda; Eskimez ve eskitmez. MuradI muradInda, Seni birakip gitmez . NECIP FAZIL KISAKÜREK
Yön yön sarilmi$im ne yana baksam; Sarilan olur da saran olmaz mi? Kim bu yüzü çizen sanatkâr ressam; Geçip de aynaya, soran olmaz mi? Bir parçacIgIm ben, bütüne hasret; Zaman döne dursun, o güne hasret; Ruhumsa zamanIn üstüne hasret; Ebediyet boyu bir an... Olmaz mI? NECIP FAZIL KISAKÜREK
Insan bu, su misali, kIvrIm kIvrIm akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yoku$lardan, hep basamak basamak; Benimse alIn yazIm, yoku$larda susamak. Her $ey akar, su, tarih, yIldIz, insan ve fikir; Oluklar çIft; birinden nur akar, birinden kir. AkI$ta denetlenmi$, büyük, küçük, kainat; $u çIkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya ba$ka, yoku$ mu çIkIyor ne, Kur$undan bir yük binmi$, köpükten gövdesine; ÇatlIyor, yIrtInIyor yoku$u sökmek için. Hey Sakarya, kim demi$ suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, SIrtIna Sakarya'nIn, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mI dü$tü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!.. Ne agIr imtihandIr, ba$Indaki, Sakarya! Binbir ba$lI kartalI nasIl ta$Ir kanarya? InsandIr sanIyordum mukaddes yüke hamal; HamallIk Ii, sonunda, ne rütbe var, ne de mal. YalnIz acI bIr lokma, zehirle pi$mi$ a$tan; Ve ayrIlIk, anneden, vatandan, arkada$tan; $imdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an; Kehke$anlara kaçmI$ eski günleri an! Hani Yunus Emre ki, kIyInda geziyordu; Hani ardIna çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede karde$lerin, cömert Nil, ye$il Tuna; Giden $anlI akIncI, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzInda hala çarpar mI tekbir? Bulur mu deli rüzgar o sedayI: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabIna es, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanInda parya! Insan üçbe damla kan, Irmak üçbe$ damla su; Bir hayata çattIk ki, hayata kurmu$ pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren le$ler, sizi kim diriltecek? KafdagInI a$salar, belki çeker de bir kIl! Bu ifritten sualin, kIlInI çekmez akIl! Sakarya, saf çocugu, masum Anadolu'nun, Divanesi ikimiz kaldik Allah yolunun! Sen ve Ben, gözya$Iyla IslanmI$ hamurdanIz; Rengimize baksInlar, kandan ve çamurdanIz! Akrebin kIskacInda yogurmu$ bizi kader; AldIrma, böyle gelmi$, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kIvrIl, ben gideyim, son Peygamber kIlavuz! Yol onun, varlIk onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü cok süründün, ayaga kalk, Sakarya!.. NECIP FAZIL KISAKÜREK
Yeryüzünde yalnIz benim serseri, Yeryüzünde yalnIz ben derbederim. Herkesin dünyada varsa bir yeri, Ben de bütün dünya benimdir derim. YIllarca gezdirdim hoyrat ba$ImI, AradIm bir ömür, arkada$ImI. Ölsem dikecek yok mezar ta$ImI; Halime ben bile lanet ederim. Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr, Bir rüya ugrunda ben diyâr diyâr, Gölgemin pe$inden yürür giderim. NECIP FAZIL KISAKÜREK
KaÇ mevsim bekleyim daha kapında, Ayagımda zincir, boynumda kement? Beni de, pistigin bela kabında, Kaynata kaynata buhara kalbet. Bekletme Yunus'um, bozuldu baglar, Dü$üyor yapraklar, geçiyor çaglar; Veriyor, ayrIlIk dolu semalar, Içime bayIltan, acI bir lezzet. Rüzgara bir koku ver ki, hIrkandan; Geleyim, izine dogru arkandan; BIrakmam, tutmu$um artIk yakandan, Medet ey $airim, Yunus'um medet! NECIP FAZIL KISAKÜREK
Bu ak$am o kadar durgun ki sular Gömül benim gibi kedere diyor. Içimde maziden kalma duygular Agla geri gelmez günlere diyor. Ey gönül, gidenden ümidini kes! Kaçan bir hayale benziyor herkes, Sanki kulagıma gaipten bir ses Bulu$malar kaldı mah$ere diyor. Enginden engine ko$arken rüzgar, Bende bir yolculuk heyecanI var... YattIgIm kayaya çarpan dalgalar ÇIkIver bir sonsuz sefere diyor. NECIP FAZIL KISAKÜREK
Kapiya ne icra memuru gelir, Ne Birinci Sube sivil polisi.... Içerde kimine kus tüyü sedir; Yüz üstü topraga düser kimisi.... Bir musiki orda zaman ve mekân.... Yildiz dolu feza küçük camekân.... Imkân atomunu çatlatan imkân.... Bir hiç ki, içinde heplerin hepsi... NECIP FAZIL KISAKÜREK
Dagda dola$Irken yakma kandili, Fersiz gözlerimi daglama gurbet! Ne söylemez, akan sularIn dili, Sessizlik içinde çaglama gurbet! Titrek parmagInla tutup tIgInI. AlnIma i$leme kIrI$IgInI. Duvarda, emerek mum I$IgInI, Bir veremli rengi baglama gurbet... Gül büyütenlere mahsus hevesle, Renk renk dertlerimi gözümde besle! YalnIz, annem gibi, o IlIk sesle, Içimde dövünüp aglama gurbet!.. NECIP FAZIL KISAKÜREK